Uluslararası Sendika Konfederasyonu'nun (ITUC) 2025 Küresel Haklar Endeksi raporu, dünya genelinde işçi haklarının alarm verici bir şekilde gerilediğini ortaya koydu. Rapora göre, işçi hakları alanında yaşanan bu hızlı kötüleşme, bazı uzmanlar tarafından “modern köleliğin” geri dönüşü olarak nitelendiriliyor. Türkiye ise, 151 ülke arasında işçiler için en kötü 10 ülke arasında yer alarak bu olumsuz tablonun ön saflarında yer aldı.
Küresel Gerileme: İşçi Haklarında Tehlike Çanları
Raporda, dünya genelinde işçilerin grev hakkı, toplu pazarlık hakkı ve adalete erişimi gibi temel haklarında ciddi kısıtlamalar olduğu vurgulandı. İncelenen ülkelerin yüzde 87’si grev hakkını, yüzde 80’i toplu pazarlık hakkını ihlal ederken, yüzde 72’sinde işçilerin adalete erişimi engellendi. Bu rakamlar, işçi hakları alanında küresel çapta rekor kötüleşmeye işaret ediyor.

Türkiye ve Diğer Kritik Ülkeler
Türkiye, Bangladeş, Belarus, Ekvador, Mısır, Eswatini, Myanmar, Nijerya, Filipinler ve Tunus ile birlikte işçi haklarının en fazla ihlal edildiği ülkeler arasında bulunuyor. Bu ülkelerde işçilerin çalışma koşulları kötüleşirken, haklarına yönelik baskılar artıyor. Rapor, sadece Avustralya, Meksika ve Umman’ın 2024’ten itibaren işçi hakları açısından iyileşme gösterdiğine dikkat çekiyor.
Modern Kölelik ve Demokratik Değerlerin Erozyonu

ITUC Genel Sekreteri Luc Triangle, raporun açıklamasında, “Bugün seçilen bazı liderler demokratik değerleri yok sayarak işçi haklarına saldırıyor. Bu durum, modern köleliğe dönüşme riski taşıyor” ifadelerini kullandı. Triangle ayrıca, dünyanın en zengin beş kişisinin servetlerini iki katına çıkarırken, dünya nüfusunun yüzde 60’ının yoksullaştığını vurguladı ve silahlanmaya harcanan 3 trilyon dolarlık yatırımın aksine, işçilere gerekli sosyal hakların sağlanmamasının siyasi bir tercih olduğunu söyledi.
İşçi Hakları Mücadelesi ve Küresel Demokrasi
Raporda, milyarderlerin ve aşırı sağcı siyasi liderlerin demokrasiye ve işçi haklarına yönelik saldırılarının artmakta olduğu belirtilirken, ITUC’un bu çerçeveye karşı küresel bir demokrasi kampanyası yürüttüğü duyuruldu. ABD’de Donald Trump ve Elon Musk gibi figürlerin desteklediği bu eğilimlerin işçi haklarını olumsuz etkilediği ifade edildi.
Gelişmiş Ülkeler Toplu İş Sözleşmelerini Gelişmekte Olan Ülkeler Sendikalaşmayı Hedef Alıyor

Rapora göre, gelişmiş ülkelerde işçi haklarına yönelik en büyük saldırılar, özellikle toplu iş sözleşmelerinin kapsamının daraltılması ve bu hakların işverenlerce zayıflatılması yönünde gerçekleşirken, gelişmekte olan ülkelerde ise sendikalaşma hakkına doğrudan müdahalelerle karşı karşıya kalınıyor.
Gelişmiş Ülkelerde Toplu İş Sözleşmelerinin Daraltılması
Raporun verilerine göre, gelişmiş ülkelerde işverenlerin ve hükümetlerin stratejisi, toplu iş sözleşmelerinin kapsamını küçültmek ve uygulama alanını daraltmak üzerine yoğunlaşıyor. ITUC Endeksi, ülkelerin yüzde 80’inden fazlasında toplu pazarlık hakkının ihlal edildiğini bildirirken, özellikle gelişmiş ekonomilerde bu hakların korunmasında gerilemeler yaşandığını gösteriyor. Bu durum, işçilerin maaş, çalışma koşulları ve sosyal haklar gibi temel konularda topluca pazarlık yapabilme yeteneklerini zayıflatıyor.
Gelişmekte Olan Ülkelerde Sendikalaşmaya Doğrudan Saldırılar
Buna karşılık, gelişmekte olan ülkelerde ise sendikalaşma hakkı fiilen engelleniyor. ITUC raporu, birçok gelişmekte olan ülkede işçilerin sendikalara üye olmasının, grev yapmasının ve bağımsız sendikalar kurmasının engellendiğini ortaya koyuyor. Türkiye, Bangladeş, Myanmar gibi ülkelerde sendikalaşmanın önüne çıkan yasal ve fiili engeller, işçilerin örgütlenme ve hak arama gücünü kırıyor.
Neden Bu Ayrım?
Bu farklılaşmanın ardında yatan nedenlerden biri, gelişmiş ülkelerde sendikaların hâlihazırda daha örgütlü ve güçlü olması, bu yüzden işverenlerin hedefini doğrudan toplu iş sözleşmelerinin sınırlandırılmasına çevirmesi. Gelişmekte olan ülkelerde ise sendikaların çoğu kez zayıf ve yeni olması, doğrudan sendikalaşmanın kendisini engelleme stratejilerinin öne çıkmasına yol açıyor.
Uyarı Zilleri Çalıyor
2025 Küresel Haklar Endeksi, dünya genelinde işçi haklarının ciddi bir kriz yaşadığını gözler önüne seriyor. Türkiye’nin de içinde bulunduğu birçok ülkede, modern kölelik benzeri koşulların artması, sadece işçiler için değil, demokratik değerler ve sosyal adalet için de büyük bir tehdit oluşturuyor. Bu tablo, acil önlemler alınmadığı takdirde işçi haklarında daha da derinleşecek bir kriz çağrısı niteliğinde.