Daha DAEŞ belasından tam kurtulmadan Irak’ta yeniden çarpışmaların kapısını aralamak demektir. Kuzey Irak Kürt Parlamentosunda bile 111 üyeden sadece 63’nün referanduma evet demesi, referandumun ne kadar yanlış ve tehlikeli bir adım olduğunu açıkça göstermektedir.
25 Eylül’de yapılması planlanan referandum Kerkük İl Meclisi hariç, Diyala ve Selahattin İl Meclislerinde reddedilmiştir. Kerkük’te 2003 yılından başlayarak günümüze kadar devam eden Kürtleştirme faaliyetleri Kerkük’te dengeleri Türkmenler aleyhine değiştirmiştir. Kerkük İl Meclisi’nin Türkmen ve Arap üyeleri toplantılara katılmayarak emri vaki siyasetini reddetmişlerdir. Barzani’nin ana hedefi Kerkük’tür. Birkaç günden beridir özellikle masum ve silahsız Kerküklü Türkmenlere uygulanan taciz ve yıldırma faaliyetleri artarak devam etmektedir. Türkmen memurlar referandumla ilgili toplantılara katılmaya zorlanmaktadırlar. İnsanları kaçırılmakta ve özel arabalarına el konulmaktadır. Türkmenler artık ya Bağdat’a gitmeyi ya da Türkiye’ye gelmeyi tercih eder hale gelmiştir. Özellikle Irak Türkmen Cephesi’nin bürolarına düzenlenen saldırının kaygı verici olduğunu burada kaydetmek isteriz.
Burada Irak Hükümetine çağrıda bulunmak istiyoruz. Kerkük, Irak’ın merkezi hükümetine bağlı bir Türkmen şehridir. Daha referandum bile yapılmadan Türkmenlerin bu muamelelere maruz kalmalarına Irak Hükümeti seyirci kalmamalı ve derhal emniyet güçlerini Kerkük’e yönelterek, Türkmen ve Arap halkını koruma altına almalı ve güvenliklerini sağlamalıdır. Bu mümkün olmuyorsa, Birleşmiş Milletleri göreve çağırarak şehrin asayişini içinde mutlaka Türk güvenlik unsurlarının da bulunacağı uluslararası bir güce bırakmalıdır.
Bütün Türklerin kalplerinin Kerkük için çarptığını biliyoruz. Türkiye’de ve Türkmeneli de yaşayan Türkmenler anavatan Türkiye’den çok şey beklemektedirler. 22 Eylül’de yapılacak Milli Güvenlik Kurulu toplantısının sonuçlarını dört gözle ve umutla takip etmektedirler. Milli Güvenlik Kurulu’nun son günlerde Kerkük’te baş gösteren hadiselere de bigâne kalmamasını ümit etmektedirler. Kerkük, Türkiye için kırmızıçizgi olmalıdır. Türkmenlerin Kerkük içinde güvenlikleri, Irak kadar Türkiye’nin de meselesi kabul edilmeli ve bu hususta Irak Hükümeti ile temasa geçilmelidir.
Bölgede baş gösteren kriz büyümeden ve arzulanmayan sonuçlar doğurmadan alınacak ivedi tedbirlerle önlenmelidir.
Bu tarihi bir uyarıdır.
Ek: İmza
İmza
1. Dr. Aydın Beyatlı/Türkmeneli Dernekler Federasyonu Başkanı
2. Prof. Dr. Mehmet Öz/Türk Ocakları Genel Başkanı
3. Durhasan Koca/Türk Boyları Konfederasyonu Başkanı
4. Bayazit Karacan/Oğuz Boyları Kültür Dernekleri Federasyonu Başkanı
5. Mustafa Küçükyaman/Toroslar Yörük Türkmen Federasyonu Başkanı
6. Nihat Kula/Ertuğrul gazi Kültür Dernekleri Federasyonu Başkanı
7. Halil Türkkan/Eskişehir Ertuğrul gazi Yörük Türkmen Dernekleri Federasyonu Başkanı
8. Ali İhsan Akkaya/Kırıkkale Oğuz boyu Dernekleri Federasyonu Başkanı
9. Cevdet Koç/Sakarya Türk Boyları Federasyonu Başkanı
10. İsmail Cengiz/Avrasya Türk Dernekleri federasyonu Başkanı
11. Erşat Hürmüzlü/Kerkük Vakfı Başkanı
12. Prof. Dr. Orhan Kavuncu/Türk Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Başkanı
13. Fatih Türkcan/Türkmeneli İşbirliği ve Kültür Vakfı Başkanı
14. Dr. Lütfi Şahsuvaroğlu/Selçuklu Vakfı Başkanı
15. Özbay Taşkın/Ziraat Yüksek Mühendisleri Birliği Vakfı Başkanı
16. Sündüs Saki/Avrupa Irak Türkmenleri Platformu
17. Dr. Esat Arber/Suriye Türkmen Platformu
18. Emin Bozoğlan/Suriye Türkmen Meclisi Başkanı
19. Murat Arslan/Alperen Ocakları Başkanı
20. Dr. Yakup Ömeroğlu/Avrasya Yazarlar Birliği Başkanı
21. Fehmi Kiraz/Ziraat Mühendisleri Birliği
22. Dr. Mustafa Güçlü/Konya Adınlar Ocağı Başkanı
23. Dr. Vedat Erden/Konya Türk Ocağı Başkanı
24. Prof. Dr. Hilmi Özden/ESOGÜ- Türk Dünyası Uygulama ve Araştırma Merkezi Başkanı
25. Seyit Tümtürk/Doğu Türkistan Dernekleri Başkanı
26. İlyas Demirci/Türk Dünyası Mimar Mühendisler Derneği Başkanı
27. Abdullah Buksur/Türk Dünyası İnsan Hakları Derneği Başkanı