Yeni hukuk reformu geliyor

Geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Namık Kemal Stadyumu’nda düzenlenen AK Parti Tekirdağ 7’nci Olağan İl Kongresi´ne katılmış ve “Ekonomide ve hukukta yeni bir reform dönemi başlatıyoruz” ifadelerini kullanmıştı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yeni reform paketleriyle ilgili hazırlıklarımız sürat ile devam ediyor. Bütçeden sonra önümüzdeki yılın ilk aylarında meclisimizin gündeminde bunlara öncelik tanınması için gayret göstereceğiz. Bunlar içinde insan hakları eylem planına özellikle ehemmiyet veriyoruz. Eylem planında zaten belli bir aşamaya gelinmişti. Ekonomideki yeni dönemin ruhuna uygun şekilde temel hakların korunmasından mülkiyet hakkının geliştirilmesine kadar pek çok ilave hükümleri ilgili tüm taraflarla istişare ederek bu eylem planına derz edeceğiz” demişti. Erdoğan, ekonomide dünyanın ve ülkenin içinden geçtiği süreci dikkate alan yeni bir yaklaşımı hayata geçireceklerini bu haftaki meclis grup toplantısında millet ile paylaştıklarını hatırlatarak, “Bakanlıklarımız ve kurumlarımız yanında ilgili tüm kesimlerle yakın diyalog ve iş birliği halinde ülkemizde ekonomide ve hukukta yeni bir reform dönemi başlatıyoruz. Ekonomisi güçlü olmayan bir ülkenin diğer alanlardaki kazanımlarını koruyamayacağı bilinciyle yeni bir istikrar, büyüme ve istihdam odaklı seferberlik başlatıyoruz. Amacımızın dünyanın siyasi ve ekonomik bakımdan tarihi bir değişim sürecinden geçtiği şu dönemde ülkemizi hedeflerimiz doğrultusunda geliştirmek ve kalkındırmak olduğunun altını tekrar çiziyorum” ifadelerine yer vermişti.

BEKTAŞ: “HATANIN KAYNAĞI AKP İKTİDARI”

Konuya ilişkin açıklamalarda bulunan CHP Konya İl Başkanı Barış Bektaş, “18 yıllık iktidarın reform adı altında kamuoyunu oyalaması ve bu reformların gerçekleşeceğine halkımızın inanmasını beklemesi hatadır. Zaten hukuk sisteminin yargının adeta yürütmenin bir aygıtı haline geldiği, güçler ayrılığının bu hükümet tarafından kaldırıldığı ortadayken, hukuk reformuyla neyi kastetmektedirler? Türk hukuk sistemine güven ciddi manada azaldı. Aleni bir şekilde bu ülke ile ilgili ciddi suçları işleyenler, kamu mallarını talan edenler, yağmalayanlar, ihaleye fesat karıştıranlar, insanların malına, ırzına, can güvenliğine kastedenler rahat rahat dolaşırken siyasal eleştiri yapanlara, sistemi eleştirenlere dava açılıyor. 60 binin üzerinde Cumhurbaşkanı’na hakaret davası açıldığını biliyoruz. Cumhurbaşkanına hakaret ile ilgili maddenin partili olmayan tarafsız bir cumhurbaşkanını korumak için konulmuş bir madde olmasına rağmen şimdi partili cumhurbaşkanı kendisini eleştiren insanlara karşı yargıyı bir maşa olarak kullanıyor. Yargı sistemini bu hale getiren 18 yıllık bir iktidar. 18 yılda neden düzeltmemişler? Teslim aldıklarında bu derece yargı siyasallaşmış mıydı? Yargı AKP iktidarı geldiğinde Türkiye’nin en güvenilir kurumlarındandı. O zaman ağır aksak yönleri vardı. Fakat bir şeyi yanlışları var diye tamamen yok etmek ayrı, ıslah etmek ayrı. Muhaliflerini temizlemek için, gayri hukuki işlerine devam etmek için bu kamudaki atamalardan, kamudaki ihalelere kadar tamamen yargı denetimini ortadan kaldıran, keyfiliği çok seven bir siyasi iktidar var. Bu iktidar bilhassa hukuk sisteminin yok edilmesine ön ayak olmuş, bunu istemiş ve neden olmuş bir iktidar. Biz bu noktada vaat ettikleri hukuk reformunun gerçekleşeceğine inanmıyoruz. Çünkü hukuk sisteminin bu hale gelmesinin nedeni, hatanın kaynağı AKP iktidarıdır. Bu noktada bu reformun samimi olmadığı, tamamen iktidarlarının yitirilmekte olduğunu gördükleri ve halka hukuk skandallarından dolayı gına geldiğini, insanların isyan ettiklerini gördükleri için toparlamaya çalışıyorlar. Yasama, yürütme, yargı arasındaki denge sistemini yok edip ucube bir sistem getiren, Türkiye’de her şeyi bir kişinin iki dudağı arasına hapseden bir yargı anlayışını bu iktidar getirdi” şeklinde konuştu.

TOZOĞLU: “ZİHNİYET DEĞİŞİKLİĞİ GEREKİYOR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamış olduğu yeni hukuk reformu paketini değerlendiren İYİ Parti Konya İl Başkanı Gökhan Tozoğlu, “Türkiye’de son dönemde en fazla aşındırılan değer hukuk devleti ve hukuki güvenlik ilkesidir. Özellikle yargı bağımsızlığı ve hakim teminatı hukukta büyük önem arz ediyor. Fakat Türkiye özellikle 2010 yılı Anayasa referandumundan itibaren günbegün geriye gidiyor. 2017 yılındaki Anayasa değişiklikleri ile birlikte artık Türkiye’de başkanlık sistemi uygulanmaya başlandıktan sonra kuvvetler ayrılığı dediğimiz kavram ortadan kalktı. Biz bunu uzun zamandır söylüyorduk ve bunun zararlarını anlatıyorduk. Ancak hem Sayın Cumhurbaşkanı hem iktidarın diğer yetkilileri bu konuda bizim söylediklerimizi ciddiye almıyorlardı. Fakat gördüler ki artık Türkiye ekonomik bir darboğazın içerisine girmiş vaziyette. Yabancı yatırımcı Türkiye’ye gelmek istemiyor ve Türkiye’de yaşayan insanların çoğu büyük oranla bu nedenlerle daha gelişmiş ülkelerde yaşamak istiyor. Dolayısıyla bu yönde anladığımız kadarıyla bunun en azından ekonomi açısından önemli olduğunu düşünerek böyle bir çalışma içerisinde olduklarını görüyoruz. Ancak bir taraftan da Anayasa Mahkemesi’nin kararlarını bile uygulamak istemeyen ve bu derece iktidara bağımlı hale gelen bir yargı var. Bu işin bugünden yarına bir çırpıda çözülebilmesi maalesef imkan dahilinde değil. Bu bir zihniyet değişikliğini gerektiriyor. Hepsinden önemlisi de mevcut Cumhurbaşkanlığı sisteminde bu düzenin değişebilmesi mümkün değil. Cumhurbaşkanlığı sisteminden derhal vazgeçilmesi gerekiyor ve kuvvetler ayrılığına dayanan güçlendirilmiş bir parlamenter sisteme geçilmesi gerekiyor. Eğer kuvvetler ayrılığı ilkesi sağlıklı uygulanırsa ve hem kamuya yapılan atamalarda hem de hakim, savcı görevlendirmelerinde liyakat esas alınır, iktidarın baskısı azaltılırsa yeni bir başlangıç olur” diye konuştu.