Türkiye'nin konuştuğu cinayette FETÖ iddiası!
Münevver Karabulut cinayeti sanığı Cem Garipoğlu'nun mezarının açılması, Türkiye'yi sarsan vahşi cinayeti yeniden gündeme taşıdı.
Münevver Karabulut cinayeti sanığı Cem Garipoğlu'nun mezarının açılması, Türkiye'yi sarsan vahşi cinayeti yeniden gündeme taşıdı.
Karabulut ailesinin talebi üzerine yapılan DNA testi sonrası gelişmeler, olaya dair yeni tartışmaları da beraberinde getirdi.
Yaklaşık 15 yıl önce Türkiye'nin gündemini sarsan Münevver Karabulut cinayeti, geçtiğimiz hafta alınan mahkeme kararıyla yeniden dikkatleri üzerine çekti. Karabulut ailesinin başvurusunu kabul eden mahkeme, Cem Garipoğlu'nun mezarının açılmasına ve DNA örneklerinin alınmasına karar verdi.
Garipoğlu'nun mezarı açılarak alınan örnekler İstanbul Adli Tıp Kurumu'na gönderildi. Yapılan incelemelerde alınan DNA örneklerinin Cem Garipoğlu’na ait olduğu doğrulandı. Bu gelişme, vahşi cinayeti ve sonrasındaki olayları yeniden gündeme taşıdı.
FETÖ İddiaları Yeniden Gündemde
Cinayetle bağlantılı olarak ortaya atılan iddialar arasında en dikkat çekeni ise, 2009 yılında cinayetin işlendiği villada inceleme yapan 6 polis memurunun 700 bin euro’yu zimmetlerine geçirdiği yönündeki suçlamalar oldu.
Bu olay, o dönem Türkiye gündemine bomba gibi düşmüştü. Paranın, FETÖ terör örgütüne aktarıldığı iddiası ise uzun süre kamuoyunu meşgul etmişti. Karabulut ailesinin avukatı Rezzan Epözdemir, zimmete geçirilen paranın FETÖ ile bağlantılı olduğunu ve sanık polislerin avukatının da FETÖ kaçağı olduğunu iddia etti.
Zimmet Suçlaması ve Yargı Süreci
Polislerin zimmete geçirdikleri iddia edilen 700 bin euro’nun yanı sıra, güvenlik kamera görüntülerinin silinmesiyle ilgili suçlamalar da yargıya taşınmıştı. 2018 yılında karara bağlanan davada, zimmete para geçirdikleri iddia edilen 6 polis memuru, "Görevi kötüye kullanmak" suçundan 6’şar bin TL adli para cezasına çarptırıldı. Güvenlik kamera görüntülerini sildikleri öne sürülen 3 site görevlisi de "Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme" suçundan aynı miktarda para cezası aldı.
Ailenin Şüpheleri ve Avukatın Açıklamaları
Avukat Rezzan Epözdemir, bu davanın başından itibaren pek çok usulsüzlük yaşandığını ve bazı dosyaların kasıtlı olarak sümen altı edildiğini iddia etti. Epözdemir, özellikle dosyadaki delil olarak sunulan harici diskin TÜBİTAK, İTÜ ve Adli Tıp Kurumu tarafından incelenmediğini, diskin kaybolduğunu ve adeta gizli bir elin devreye girerek delilleri ortadan kaldırdığını ileri sürdü.
Epözdemir ayrıca, sanık polislerin avukatı Halil İbrahim Koca'nın da FETÖ terör örgütüne mensup olduğuna dair şüpheler olduğunu belirtti. O dönemde elde edilen 700 bin euro'nun FETÖ’ye aktarılmış olabileceğine dair ciddi şüpheler taşıdıklarını ifade eden Epözdemir, konunun tekrar araştırılması gerektiğini vurguladı.
Mezardan alınan DNA örneklerinin Cem Garipoğlu'na ait olduğunun doğrulanmasıyla birlikte, bu cinayet ve etrafındaki tartışmalar uzun süre daha Türkiye'nin gündeminde kalacak gibi görünüyor.
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.