Kadın seçim yapan, tercihte bulunan kişi özgür kişidir

Demokrasinin erdem ve emanetlerine sahip çıkmanın ilk kuralı, temsil ve katılımın önündeki engelleri gidermek, cinsiyetçi ayırıma takılmadan herkesin ülke yönetimine katılımını temin etmektir.

Kadın seçim yapan, tercihte bulunan kişi özgür kişidir
Yayınlanma:
Güncelleme:

Kadınların seçme ve seçilme haklarını elde etmeleri uzun, zorlu bir sürecin sonucunda gerçekleşmiştir.

Kadın hakları, insan hak ve hürriyetinin ayrılmaz bir parçasıdır.

Kadın demek insan demektir, insan ise bizim inancımızda eşref-i mahlûkattır.

Kadınlar hayatın içinde aktif ve fedakârca mücadele etmektedirler.

Kadının dışlanması insanlığın ötelenmesi, insani mirasın örselenmesidir.

Kadın seçim yapan, tercihte bulunan kişi özgür kişidir.

Kadınların seçim yapmasına karşı çıkmak, demokratik süreçlere dahil olmasına engel çıkarmak köhne ve karanlık bir niyetin tezahürüdür.

Çünkü kadın insandır, insanlık onurunun simgesidir.

Türk kadınının tarihimizin her kademesinde seçkin ve özel bir konumu olmuştur.

Türk kadını üstlendiği milli ve manevi vazifeleri   layığıyla yapmıştır.

Avrupa’nın Ortaçağ tuzağına düştüğünde kadınlar cadı diye katledilirken, Türk-İslam medeniyeti kadını baş tacı, gönül sultanı, ömür umranı olarak görmüş, böyle kabullenmiştir.

İlk Türk devletlerinde kağanın yanında mutlaka eşi de yer almış, alınan kararlarda söz sahibi olmuştur.

Hatta tarihin değişik dönemlerinde hükümdar koltuğunda Türk kadınları oturmuş, devletlerini sevk ve idare etmişlerdir.

Şu da bir gerçektir ki, Türk kadını ihtiyaç olan her durumda varlığını göstermiş, ileri atılmış, kendisini hatırlatmış ve sorumluluktan kaçmamıştır.

Milli Mücadele yıllarında cepheden cepheye koşarak bebekleriyle birlikte vatanın kurtuluş umudunu büyüten, istikbalin kundağını sarıp sarmalayan asil Türk kadınları olmuştur.

Tekerlekleri gıcırdayan kağnılarda bağımsızlık özlemini taşıyan, top mermilerine hayallerini iliştiren, çamurlu, tozlu ve yokuşlu yollara Türklüğün hedeflerini oya gibi işleyen soylu Türk kadınları hiç aklımızdan çıkmamıştır ve çıkmayacaktır.

Türk kadını milli şerefimizin abidesidir.

Türk kadını milli bekamızın beşiğini sallayan güvencedir.

Nitekim Türk kadını yuvasının da, yurdunun da zarafet, zeka ve ziynetle taçlanmış mimarıdır.

Hamd olsun, biz kendimizi biliyoruz.

Biz geçmişimizi şuurla özümsüyor, özümüz görüyoruz.

Tam 86 yıl önce bugün, yani 5 Aralık 1934’de Türk kadını milletvekili seçme ve seçilme hakkını elde etmiştir.

Böylelikle demokrasi kültürümüz daha da derinleşmiş, daha da genişlemiştir.

Dünya’nın birçok ülkesi kadına hak ettiği değer ve payeyi vermezken Türkiye’nin demokrasi, insan hak ve hürriyetleri uyarınca gereğini yapması bize göre övgüye ve takdire fazlasıyla layıktır.

Bilhassa ülke yönetiminde cinsiyet ayrımının rafa kaldırılması eşitlik açısından da muazzam bir kazançtır.

Eğer bugün son yurdumuzda hür ve müstakil bir biçimde nefes alıp verebiliyorsak, bunda tarihe altın harflerle geçmiş ve elleri öpülesi kadınların büyük bir payı bulunmaktadır.

Evinde eş ve anne, işyerinde el emeği ve göz nuru, sosyal hayatta fedakârlık numunesi ve namus nişanesi olan kadınlarımıza çok şey borçlu olduğumuz tartışmasızdır.

Bu itibarla 86 yıl önce kadınlara verilen milletvekili seçme ve seçilme hakkının tarihi ve ahlaki ehemmiyeti çok fazladır.

Çünkü Türk kadını kuruluşta da, kurtuluşta da sürekli ön planda yer almış, bu aziz vatanın yükünü omuzlayanlar arasında sivrilerek hayranlık uyandırmıştır.

Siyasetten ticarete, sanattan spora, sosyal hayattan kültürel her alanda kadınlarımızı görmekteyiz.

Türk kadınına seçme ve seçilme hakkının 86.yıldönümünde, kadınlarımızı kutluyor, hepsine sağlık, mutluluk ve sağlık içinde geçecek bir ömür diliyorum.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.