Konyalı uzman ekonomistten hükümete sert eleştiriler: Bu politikalar yok!

Konya Haber: Zafer Partisi Kalkınma Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Alagöz, hükümetin ekonomi politikalarına dair açıklamalarda bulundu.

Hükümetin uyguladığı politikalara yönelik sert eleştiriler yapan Prof. Dr. Alagöz şunları söyledi:

“Bakan Şimşek, ‘döviz kuru gelişmeleri ve ücret artışlarının enflasyonu körüklediğini’ ifade etmiş. Burnunun dibindeki Suriyelilere ve diğer yabancılara harcadığı milyarlarca doları, KÖİ'lere verdiği döviz kar garantilerini, itibar adına yapılan milyarlarca dolarlık harcamayı ve yandaş şirketlere sağlanan milyarlarca dolarlık muafiyeti görmüyor. Kafayı işçi, memur ve emekliye yapılan zamlara takmış. Üstüne üstlük verdiği maaş artışlarını zamlar ve vergiler yoluyla geri almasına rağmen.

Türkiye ekonomisindeki sorunları ‘dış ve iç güçlere’ bağlanmaktan yorulmadılar. Türk Milletinin yaşadığı ekonomik sorunların nerdeyse tamamına yakını yaklaşık 15 yıldır yürüttüğünüz ‘borca dayalı tüketim ekonomisi’ ve 11 yıldır ülkemize getirdiğiniz istilacı yabancılara harcadığınız 183,1 milyar dolardır.

Döviz kuru neden yükseliyor diyorlar; gelirinizin çok üstünde harcama (otomobil, tatil, beyaz eşya, ihtiyaç vb ) yaparsanız yani az üretir çok tüketirseniz döviz kuru yükselir. AKP’nin ‘Alıp verin ekonomiye can verin’ politikasından ziyade ‘Üretip satıp birazını da tasarruf edip ekonomiye can vermek’ gerekir.

Eylül'de okullar açılıyor. Defter, kalem, çanta, kıyafet, vb. fiyatları uçmuş durumda. Servis ücretleri artan benzin/motorin fiyatlarından dolayı uçmuş durumda. Üniversite öğrencileri kiralayacak ev bulamayacak, bulsa bile yüksek fiyattan dolayı tutamayacak. AKP hükümetinin bunlara çözümü var mı tabi ki yok.

Konya'da minibüs ücretleri zamlandı. İndi-bindi ücreti 11 TL, Uzaklık mesafelerine göre 13 TL- 15 TL oldu. Hükümetin yanlış ekonomik politikalarının sonuçlarına katlanmaya devam ediyoruz. Hiçbir çözüm üretmedikleri içinde daha yolun başındayız.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, ‘enflasyon ile mücadele edeceğiz ve Türkiye ekonomisini resesyona sokmayacağız’ demiş. Merkez Bankası 2023 yılı enflasyon tahminini yüzde 58 açıklıyor. Çiftçi ve esnaf kırılıyor. Memur, işçi ve emekli de tüketim yapacak parayı zam ve vergilerle aldınız. Hem üreticiyi hem de tüketiciyi cezalandırdınız.

Emekli, memur, işçi, çiftçi, esnaf hayat pahalılığı altında eziliyor. Rant ve faiz lobisi hem faiz hem de döviz bazında kazanmaya devam ediyor. 11 Ağustos itibariyle KKM, 3.35 trilyon Türk Lirası yani 124,3 milyar dolar olarak kaydedildi. AKP hükümeti de bunu ödeyebilmek için borç aramaya devam ediyor.

Devlet, 2002 yılında üniversite öğrencilerine 45 TL burs veriliyordu. Buna yaklaşık 2 çeyrek altın alınıyordu. 2023 yılında öğrenciler 1250 TL burs alıyor. Şuan burs, 1/2 çeyrek altın bile etmiyor.

Türkiye yerli üretimi artıracak bütün üretim faktörlerine sahiptir. Milyonlarca atıl durumda olan işgücü var, yer altı ve üstünde madenleri ve çevresel zenginleri var, liyakatli ve dürüst girişimcileri de var, sermaye az ama doğru şekilde koordine edildiğinde bu yatırımları finanse edecek sermaye de var. Peki eksik olan nedir? Bunları rasyonel şekilde işleyişini sağlayacak stratejiler yetersiz. Yani tarımda ve sanayide yerli ve milli üretime öncelik veren politikalar yok.

TÜİK açıkladığı Tarım-GFE ile tamamen piyasadan koptuğunu teyit etmiştir. Tarımsal girdi fiyatlarının son bir yılda %27,70 arttığını söylüyor. Çiftçimizin girdi maliyetleri (motorin, elektrik su, ilaç vb..) tavan yapmasına rağmen TÜİK'in rakamlarına göre her şey mükemmel…

Ucuz işgücü söylemi ile milyonlarca sığınmacı ve kaçak yabancı, milyonlarca Türk insanının işsiz kalmasına neden oldu. Kaçak çalışmalarına izin verildi. Vatanımızı ve ailemizi savunacağız.”