Bu uydurma bir kavram. Ne bizim sistemimizde ne mevzuatımızda ne kanunumuzda böyle bir şey yok” diyerek, ülke genelinde sayısız öğretmenin geçim kaynağı haline gelen bu uygulamayı yalanladı. Bakan Tekin, ücretli öğretmenliğin yalnızca "ihtiyaç gidermek için üretilmiş bir ara formül" olduğunu, resmi bir kadro türü olmadığını savundu.
Ancak bu açıklama, ücretli öğretmenlik yapan ve atama bekleyen öğretmenler tarafından büyük bir tepkiyle karşılandı. Tekin, ücretli öğretmenleri "ek ders ücreti karşılığında destek sağlayan kişiler" olarak tanımlasa da, başvuruların e-Devlet üzerinden "Ücretli Öğretmenlik Başvurusu" adı altında yapıldığı gerçeği, açıklamanın çelişkili olduğunun en açık göstergesi.
GERÇEKTEN DE "YASAL" MI?
Bakan Tekin, ücretli öğretmenliği yasal bir kavram olarak sunanları eleştirirken, pratikte e-Devlet üzerinden gerçekleştirilen başvurular ve her yıl binlerce ücretli öğretmenin görev alması, bu uygulamanın varlığını inkar edilemez bir şekilde kanıtlıyor. Türkiye’de 2023-2024 eğitim-öğretim yılı itibariyle 71 ilde toplamda 66 bin 780 ücretli öğretmen görev yapmakta. Tekin’in “mevzuatımızda böyle bir şey yok” açıklaması, bu öğretmenlerin büyük bir kısmının çalışma koşullarını ve haklarını sorgulatıyor.
Türk Eğitim-Sen'in araştırma sonuçları
Ücretli öğretmenler, yıllardır düşük ücretler ve güvencesizlikle mücadele ediyor. Bakan Tekin’in açıklamaları, bu öğretmenleri ve atama bekleyen öğretmenleri daha da umutsuzluğa sürüklüyor. Öğretmenlik mesleğinin prestijini artırmak bir yana, mevcut sistemde çalışan öğretmenlerin haklarını göz ardı etmek, eğitim sisteminin geleceğini tehlikeye atıyor.
YASAL STATÜ OLMADAN ÖĞRETMENLİK Mİ?
Ücretli öğretmenlik, Türkiye’de eğitimdeki en büyük sorunlardan birini oluşturuyor. Yıllardır geçici çözümlerle ayakta tutulmaya çalışılan bu sistem, bir yandan öğretmen açığını kapatmaya çalışırken, diğer yandan öğretmenlerin iş güvencesizliği ve düşük maaşlarla mücadele etmelerine yol açıyor. Tekin’in bu konuda yaptığı açıklamalar, öğretmenlerin haklarını daha fazla savunmak yerine, sorunu göz ardı etmek anlamına geliyor.
Eğitimde kalıcı çözümler ve öğretmenlerin hak ettiği değeri görebileceği düzenlemeler yapılmadığı sürece, bu tür açıklamalar sadece mevcut sistemin adaletsizliğini daha da pekiştirecektir. Ücretli öğretmenlerin seslerini duyurması ve bu sorunla ilgili bir çözüm bulunması her zamankinden daha önemli hale gelmiştir.
