Konya'da Şüpheli Ölüm: 16 Yaşındaki Gencin Annesi Adalet İstiyor
Konya'nın Kadınhanı ilçesinde 2021 yılında asılı halde bulunan 16 yaşındaki İslam Özdemir’in ölümünün üzerinden üç yıl geçti. Oğlunun intihar etmediğini, cinayete kurban gittiğini öne süren anne Nazmiye Özdemir, adalet arayışını sürdürüyor.
2021 yılında Konya'nın Kadınhanı ilçesinde 16 yaşındaki İslam Özdemir, asılmış halde bulundu. Olaya ilişkin dosya Kadınhanı Cumhuriyet Başsavcılığı'nca "Kovuşturmaya yer yoktur, olay intihar şeklinde gerçekleşmiştir" denilerek kapatıldı.
İslam Özdemir'in annesi Nazmiye Özdemir, oğlunun intihar edecek kişiliğe sahip olmadığını ifade ederek, olaya dair gerekli incelemelerin yapılmadığını söyledi.
Olayla ilgili olarak çok sayıda soru işareti bulunduğunu belirten anne Özdemir, "Bundan 3 yıl önce oğlum İslam vefat etti. Hatta bir cinayete kurban gitti. Olay günü 2 kişi İslam'a köpek satmak istemişler. Eve geldi ve 'anne alayım mı?' diye sordu, ben de 'gerek yok' dedim ve 'tamam anne' diyerek gitti. Arkadaşlarıyla görüştükten sonra eve geldi, dizime yattı ve 'okula gideceğim anne' dedi. Ben antidepresan kullanıyorum, ilacımı aldım ve yattım. Sonra babası ile oturmuşlar. Babası da uyuduktan sonra o uyumamış. Büyük kızım gece lavaboya kalktığında İslam'ı görmüş. Saat 01.00 ile 05.00 arasında ne olduğu muamma.
Sabah 05.00'te eşimin çığlığıyla uyandım. 'İslam intihar etmiş' dedi. Garajımıza gittiğimizde İslam'ı asılı halde bulduk ancak dizlerinden altı köpek pisliğiydi. İpten aldık, bilebildiğim kadar suni teneffüs yapmaya çalıştım. Hastaneye gittik ve öldüğünü söylediler. Dünyam başıma yıkıldı.
Eve gelince komşumun oğlu gece saat 02.00'de garajımızın ışığının açık olduğunu söyledi. 'Gece yanımızdaydı, garaja niye gitti' dedi. Orası bir muamma. Köpek getirilip getirilmediği bir başka muamma. Garajımızda köpek pisliği vardı.
Şöyle tahmin ediyoruz; gece biz yattıktan sonra İslam'a geliyorlar 'köpeği verelim, buraya bağlayalım' diye. O arada belki bir tartışma olmuş olabilir. Belki köpeği tekrar götürdüler, belki bir şey sakladılar veya bir hırsızlığa girmiş olabilirler. Garajımızda 2 motosiklet vardı, ağaç kesme motoru vardı. Belki hırsızlığa geldiler, çocuğum üzerlerine gitti ve öldürdüler.
Öldürüldüğünden kesinlikle eminim. Çünkü 16 yaşında, hayalleri umutları olan, hayat dolu bir çocuktu. Kimseye kötülük yapacak bir çocuk değildi. İntihar edecek hiçbir sebebi yoktu. Sabah okula gitmek isteyen çocuğumuzu sabah asılı bulduk.
Savcıya gittim. Olayı anlattım, şüphelerim olduğunu söyledim. Şüphelendiğim kişileri de söyledim. Savcı hepsine 'tamam' dedi. Çocuğumun kıyafetlerinin içinde saatinin olmadığını belirttim. İslam'ın ne eşyalarının içinden ne de üzerinden saat çıkmadı. Bu saat kanatlanıp uçtu mu?
O kadar çok şüphem var ama savcıya ben bunu bir türlü anlatamadım. Şüphelendiğimi söylediğim insanların ifadelerini 5 ay sonra aldı. 3 kişinin de ifadesi aynı. İfadeleri de evdeydik, oturuyorduk, uyuyorduk, bu kadar.
Olay yerine 3 kere girildi. Bunun sebebi ne? 'Benim çocuğum intihar etti' diyelim. Peki, neden olay yerine 3 kere giriliyor? Ne merak edildi? Bir başka şüphem; çocuğumu asılı bulduğumuz ikinci ip bizim değil. Köpeği getirdiler, belki götürdüler, belki o ip orada kaldı onunla yaptılar. Asılı bulduğumuz iple çocuğumun boğazındaki izin karşılaştırılmasını istedim, reddedildi. Karşılaştırılsa belki somut bir delil olacak.
Gelen dosyalarda parmak izine bakılmamış. Kan izine bakılmış. Asılı olan ipte kan olur mu? Olmaz. Ben cahil aklımla bu kadarını düşünebiliyorum ama savcı düşünmeyip 'kız arkadaşına bir-iki mesaj atmış' deyip, onları önüme sürerek 'oğlun intihar etmiş' dedi. Ben buna asla inanmadım. Çünkü bana 'çocuğunun saati şurada, şu saatlerde şu gelmiş veya şu sebeple çocuğun intihar etmiş olabilir' demedi.
Tam bir sene savcılığın kapısında yattım. Yalvardım. 'Şunlar şöyle oldu' dedim, hiçbiri dosyaya geçirilmemiş. Saati yok, geçirilmemiş. Kız arkadaşının ifadesi ben söyledikten sonra alındı. Ondan da şüpheleniyorum. Belki kıskançlık mevzusu oldu.
Yani çocuğum hiç yoktan hayatını kaybetti. Benim çocuğum 3 senedir toprağın altında. 3 senedir ne yaşıyorum, ne bir bayram geçirebiliyorum. Bunu evladını kaybeden anneler çok iyi bilir. İslam için savaş veriyorum, onun için yaşıyorum. Benim ciğerim yandı ve ben bu haldeyken şüphelendiğim insanlar hayatlarına devam ediyor. Benim ciğerim yandı, başkalarınınki yanmasın" dedi.
"İNTİHAR ETMEYİ PLANLAYAN BUNU YAPMAZ"
İslam Özdemir'in yakın arkadaşı Z.B. olay günü yaşananları anlattı. Z.B. olay ile ilgili olarak şunları söyledi:
"20 Aralık 2021 akşamı ben, İslam ve İ.C. görüştük, kahveye gittik. Oturduk oyun oynadık. Sonrasında 2 kişi daha kahveye geldi ve İslam'a 'Köpek var, alır mısın? Satalım sana' dediler. Kahveden ayrıldık. İslam 'köpeği ben alayım' dedi. Sonra içlerinden biri İslam'a 'köpek için takas da yapabiliriz' dedi. Bu iki şahıs, 5-10 TL'ye muhtaç insanlardır.
İslam, eve gidip dönünce 'Köpeği almayacağım, babam kızdı, izin vermedi' dedi. Daha sonra biraz daha mahallede dolaştık, beni eve bıraktılar. İ.C. ile İslam tek kaldılar. İslam'ın vefatından önce onunla görüşen son kişi İ.C.'dir. İslam'ın vefatından önce kolunda saat vardı, o saate ne olay yerinde ne de başka bir yerde ulaşılamadı.
İslam hayat dolu bir çocuktu. Benim için değerli bir arkadaştı. Böyle bir olayı herkesten saklasa bizden saklamazdı. İntihar eylemi planlayan bir kişi olay günü 'bir yer bulalım, orada oturalım, beraber vakit geçirelim' demez.
Olay günü İslam ile görüşen 2 kişiyle aralarında bir tartışma çıktığını düşünüyorum. İslam'ın asılı bulunduğu ip, büyük ihtimalle köpeği bağladıkları iptir. Olayla ilgili ilk ifademi verdiğim sırada savcıdan ipi görmek istedim ve bana gösterilmedi. İslam'ın kendisini öldürdüğü şüphesi verilerek olayın kapatılmasının istenildiğinden şüpheleniyorum.
İslam uzun yıllar tanıdığım biriydi, uyuşturucu madde kullanmazdı, haftanın 7 günü beraberdik. Hayat dolu biriydi, asla kendisi için böyle bir eylem planlayacak biri değildi."
"BU KARAR KİMSEYİ MEMNUN ETMEDİ"
Avukat Mehmet Burak Kılınçel ise, "Müvekkilim Nazmiye Özdemir'in karşılaştığı hem vicdani hem ahlaki olarak oldukça zor bir durum. Kadınhanı Cumhuriyet Başsavcılığı'nda yapılan soruşturma işlemi kimseye güven vermemiştir.
Yapılan incelemeler netlik kazanmamış, ifadeler tam olarak toplanmamış, olay enine boyuna hukuksal ya da diğer boyutlarda sonuna kadar mücadele edilmeden verilmiş olan bir 'kovuşturmaya yer yoktur' kararı kimseyi memnun etmemiştir. Dolayısıyla Kadınhanı Cumhuriyet Başsavcılığı'nın kararının yanlış olduğu kanaatindeyiz.
Bu sebeple gereken bilgi ve belgelerin toplanması, kamuoyunun aydınlatılması ve bu olayın üzerine gidilmesi için gerekli çabayı sonuna kadar göstereceğiz. Sonuna kadar hukuksal mücadelemiz sürecektir" açıklamasında bulundu.

Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.