Millet olarak tasarrufu bilemiyoruz. Son yapılan bir araştırmaya göre ülkemizde tasarruf yapma oranı sadece yüzde 14 civarında. Geriye kalan yüzde 86 ise tasarruf yapamıyor. Tasarruf yapamayanlarında yüzde 56’sı gelirinin azlığından, yüzde 26’sı ise borçlarının çokluğundan tasarruf yapamadıklarını söylüyor.

Özellikle ekmek ve zamanı çok kolay harcadığımız günümüzde, bir çok gereksiz harcamalar yapmaktan geri kalmıyoruz. Ülke nüfusumuzun yüzde 86’sının akıllı telefon kullandığı göz önüne alınacak olursa, iletişim giderine harcadığımız rakamın büyüklüğü anlaşılabilir.

Bir de tasarruf denilince sadece, finansal anlamda yapacağımız birikimi değil aynı zamanda israf boyutundaki tüketimlerimize de ket vurmalıyız. Otellerin açık büfelerinden tutun da, sofralarımızdaki ekmeğe kadar. Türk halkı 'misafir gelir' endişesiyle bile evde fazladan ekmek bulundurma anlayışına sahip bir toplum. Bu toplumumuzun misafirperverliğini gösteriyor ama öte yandan israfa da kapı aralıyor.

 Özellikle evlerimizde  ekmeğin saklama koşullarına dikkat edilmeli, ihtiyacımız kadar alınmalı ki israfın önüne geçilsin. Aynı şekilde evlerimizde kullandığımız elektrik ve su konusunda da tasarruflu olmalıyız. Kendimiz bizzat tasarruf kurallarına uyarak, çocuklarımıza da örnek olmalıyız.

Dünyada milyonlarca kişinin ekmek ve su sıkıntısını çektiğini göz önünde tutacak olursak,ekmek ve suda tasarruf yapmanın çok önemli olduğunu anlarız. Aslında günlük hayatımızda yapacağımız tasarruflarda  İhtiyaç sahiplerini düşünüp ona göre hareket etmeliyiz. Ülkemizin kıt olan kaynaklarını daha verimli değerlendirmeliyiz, çocuklarımıza ve gençlerimize hayatın her alanında israftan kaçınmayı ve tasarruf yapmayı öğretmeliyiz.

Artık millet olarak tasarrufa büyük önem vermeliyiz. Tasarruf alışkanlığını ilkokuldan başlayarak çocuklarımıza öğretmeliyiz. İsraf ettiğimiz bir çok şeye milyonlarca insanın hasret kaldığı bilincini öğretmeliyiz. Ülkemizin geleceği ve dünyamızın daha bir yaşanır olabilmesi için israfı önlemeli ve tasarrufu acilen hayata geçirmeliyiz.