Yaz sonu ve sonbahar başında güneş alerjisine dikkat

Uludağ Üniversitesi (UÜ) Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Nihat Sapan, güneş ışınlarının etkili olmaya devam etmesine rağmen, cildi koruyucu tedbir almanın ihmal edildiği yaz sonu ve sonbahar başında "güneş alerjisi"ne karşı uyardı.

Yaz sonu ve sonbahar başında güneş alerjisine dikkat
Yayınlanma:

Prof. Dr. Nihat Sapan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, güneş alerjisinin insanlarda çeşitli şekillerde görülebileceğini, sıklıkla güneş yanığıyla karıştırıldığını ve en sık görülenin aşırı ve sık kaşıntıyla birlikte olan ürtiker (kurdeşen) şeklindeki bulgularla seyreden tipi olduğunu söyledi.

Güneş alerjisinin genelde şiddetli güneş ışığına maruz kalmayla birlikte ortaya çıktığını vurgulayan Sapan, şöyle devam etti:

''Güneş ışığına karşı hassas olan insanlar, özellikle ülkemizde güneş ışınlarının etkili olmaya devam ettiği ve güneşe karşı cildi koruyucu tedbir almanın ihmal edildiği yaz sonu ve sonbahar başında güneşe çıktıklarında bu kişilerin derilerinde kaşıntılı kızarıklık ve kabarcıklar ortaya çıkıyor, bunun ana nedeni güneş alerjisi. Güneş alerjisi öncelikle deride ürtiker (kurdeşen), kabuklanma, kaşıntı ve içinde sıvı bulunan kabarcıklar şeklinde dikkat çekici belirtilerle ortaya çıkar.''

Sapan, güneş alerjisinin çocuklarda sık görülmediğini daha çok genç ve orta yaş grubu kadınlarda ortaya çıktığını bildirdi.

- Açık ten rengine sahip olanlar dikkat

Açık ten renklerinde güneş ışığına hassasiyetin daha fazla olduğuna işaret eden Sapan, ''Bazı ırklarda ten rengine göre güneş ışığına hassasiyet daha yüksek ve genellikle açık ve beyaz renk ten yapısına sahip olan bireylerde şiddetli güneş ışığıyla temas sonucu güneş alerjisi bulguları kolayca ortaya çıkar. Alerjisi olan kişi güneşe ne kadar uzun maruz kalırsa bulguların şiddeti artar ve maruz kalınmanın engellenmesiyle de bulgular kaybolur.'' dedi.

Sapan, güneş alerjisinin nedeninin güneş ışığının ultraviyole etkisi olduğunu belirterek, ''Esasen ultraviyole ışığı A, B ve C olmak üzere 3 çeşit radyasyon etkisine sahiptir. Bunlardan güneş alerjisinde etkili olanlar sıklıkla A ve B olup daha etkin olanı ise ultraviyole B'dir. Bu ışınlar güneş alerjisi sorumlusu olmakla birlikte aynı zamanda deri kanserine de neden olabilmektedir.'' ifadesini kullandı.

Güneş alerjisine sahip bireylerin özellikle 12.00-15.00 saatleri arasında mümkün olduğunca güneşe çıkmamasını tavsiye den Sapan, şunları kaydetti:

''Bu alerji nedeniyle aşırı kaşıntı yaşayan ve cildinde ürtiker ve içinde sıvı bulunan kabarcıklar ortaya çıkan kişilerin öncelikle bir tıp doktoruna başvurmasında fayda var. Bu noktada antihistaminik ilaçlar kaşıntının azaltılmasında son derece etkilidirler. Ayrıca bölgeye nemlendirici losyon ve krem sürmekte bulguların iyileşmesine yardımcı olacaktır. Bunun yanı sıra güneşe karşı hassas kişiler mutlaka güneşe çıkmadan önce ciltlerine koruyucu kremler sürmeli ve güneşe uzun süre maruz kalacak açık alanlardan kaçınmalı. Tatilini deniz kenarında geçiren vatandaşlar ise güneş ışınları D vitamini yapımında önemli olduğu için 20-30 dakika herhangi bir koruyucu krem sürmeden güneşlendikten sonra hemen koruma faktörü 30 ve daha yüksek olan bir güneş koruyucu kremini mutlaka sürmeliler.''

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.