Osmanlı'da zarafet: Cuma namazına giderken hiçbir esnaf kapısına kilit vurmazdı

Osmanlı döneminden bize miras kalan sosyal hayatta uygulanan birçok incelik, gelenek haline geldiği için uzun yıllar Türk toplumunda sosyal hayat incelik, anlayış üzerine kuruluydu. Fakat son yıllarda maalesef o gelenekler yok oldu.

Osmanlı'da zarafet: Cuma namazına giderken hiçbir esnaf kapısına kilit vurmazdı
Yayınlanma:

Osmanlı döneminden bize miras kalan sosyal hayatta uygulanan birçok incelik, gelenek haline geldiği için uzun yıllar Türk toplumunda sosyal hayat incelik, anlayış üzerine kuruluydu. Fakat son yıllarda maalesef o gelenekler yok oldu.

İşte o geleneklerden bazıları:

dccywhfxcaepdbu.jpg

KAHVE İKRAMI

Eskilerin en kadar ince düşünceli olduğunu gösterecek örneklerden birisi kahve ikramı yanında getirilen su. Misafir ikram edilen kahvenin yanında ilk gelen suyu içerse aç olduğu anlaşılır ve onun için yemek hazırlanırdı. Eğer ilk kahveyi içerse tok olduğu ve hoş sohbet üzerine geldiği anlaşılırdı.

MİSAFİR UĞURLAMA

Eve gelen misafirin giderken tekrar geri gelmesi için ayakkabılarının ucu evi gösterir şekilde konurdu. Böylece misafir geri geri çıkar ve ‘gidin ama tekrar gelin’ manası verilirdi.

zimen-defteri-nedir.jpg

ZİMEM DEFTERİ

Ramazan günlerinde zenginler bakkal, manav gibi dükkânlara giderdi ve zimem defterini çıkarmalarını isterdi. Zimem defteri, bugünün veresiye defteridir. Defterin başından, sonundan ve ortasından rastgele sayfalar koparır ve “Silin borçlarını, Allah kabul etsin” derlerdi. Böylelikle borcu olan, borcunu kimin ödediğini; borcu ödeyen de kimin borcunu ödediğini bilmezdi.

MAHALLE KAHVELERİ

Osmanlı döneminde mahalle kahveleri vardı. Ancak günümüz sadece zaman öldürmek için gidilen kahvelerinden farklı olarak, ilmi, edebi konuşmaların, tarih sohbetlerinin yapıldığı ve hatta şiir ve manzumelerin okunduğu, hikâyelerin anlatıldığı, bilmeyenlerin, bilenlerden istifade ettiği yerlerdi.

sadaka-taslari0dccc945.jpg

SADAKA TAŞLARI

Osmanlı döneminde uygulanan geleneklerden belki de en ince düşünülmüşü. Sadaka taşları taş bloklardan oluşan, genellikle cami veya türbe köşelerinde bulunan, ortası çukur, bir buçuk iki santimete yüksekliğinde taşlardı. Bu taşlar Osmanlı’da sosyal dayanışmanın bir parçasıydı ve yoksulların umut kapısıydı. Yoksullar dilenmekten, zengin riya ve gösterişten çekindiği için sadakalarını bu taşlara koyar, yoksullar da gece vakti gelip ihtiyacı kadarını buradan alıp, geriye kalanını kendisi gibi bir başka insana bırakırdı.

CENAZELER

Osmanlı’da birisi öldüğünde, cenaze evine ilk önce kıble istikametindeki komşusundan başlamak üzere bir hafta, on gün boyunca yemek yollanırdı. Şimdiki gibi cenaze evlerinde yemek pişmezdi. Ölünün kırkı çıkmadan, eve gelen komşular gülmez, dünyalık konuşmaz; mevtanın ölümünden duydukları hüznü belli eden davranışlarda bulunulur, cenaze evinin acısına ortak olunurdu.

kt1.jpg

KAPI TOKMAĞI

Osmanlı kapılarının tokmakları bile başlı başına bir kültürdür ve Osmanlı insanının sosyal hayata bakışının bir simgesidir. Osmanlı insanı hayata “helâl” ve “haram” perspektifinden bakardı. Kapı tokmakları bile bu hassasiyeti yansıtırdı. İç içe, ya da üst üste bindirilen tokmaklardan biri kalın, diğeri ince ses çıkarırdı. Erkek konuklar kalın ses çıkaran kapı tokmağını, kadın konuklar ise ince seslisini kullanırlar, böylece ev sahipleri kapıdaki misafirin kimliği hakkında bilgi sahibi olur ve ona göre karşılarlardı.

istockphoto-992029516-170667a.jpg

PENCEREDEKİ ÇİÇEKLER

Pencerede sarı çiçek varsa bunun anlamı “Bu evde hasta var, kapının önünde ya da sokakta gürültü yapma” demekti. Kırmızı çiçeğin anlamı da “Bu evde gelinlik çağına gelmiş, bekâr kız var. Evin önünden geçerken küfür etme ve konuşmalarına dikkat et” demekti.

YARDIMLAŞMA

Osmanlı döneminde insanlar fırınlara gider ekmeğini alır ve ihtiyaç sahipleri için fırındaki askıya ekmek bırakırlardı. İhtiyaç sahibi aileler de askıdaki ekmekten sadece ihtiyacı kadar alırdı.

YAŞ SORULMASI

Peygamber Efendimiz 63 yaşında vefat ettiğinden dolayı 63 yaşını geçmiş büyüklere yaşları sorulduğunda, ‘haddi aştık’ derlerdi.

9927141654578.jpg

EŞE HEDİYE ALINMASI

Osmanlı erkekleri hanımlarına hediye olarak ayna alır, sana senden daha güzel bir hediye bulamadım mesajını verirdi.

CUMA GÜNÜ

Cuma namazına kuyumcular da dâhil tüm esnaf kapılarına kilit vurmadan giderlerdi.

Kaynak:Haber Kaynağı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.