Kimsesizler, ‘Şefkat Konağı’nda ağırlanacak

Acil Hastalara Yardım Vakfı Başkanı Süleyman Doğan, “Cumhuriyet tarihin ilk darülacezesini Konya’da Şefkat Konağı ismiyle yeniden inşa ettik. Bu yıl sonunda 400 yataklı bakım yurdumuzu hayırsever insanların desteğiyle hizmete açacağız” dedi

Kimsesizler, ‘Şefkat Konağı’nda ağırlanacak
Yayınlanma:

Darülaceza nedir? Bilmeyenler için şöyle açıklayayım: eski anlamıyla düşkünler evi, şimdiki anlamıyla bakım yurdu deniliyor. Tarihte ilk defa 1895 yılında Padişah II. Abdülhamit’in fermanı üzerine İstanbul’da Ok Meydanı’nda 27 bin metrekarelik bir alan üzerine inşa edilmiş. Burada din, mezhep, dil, ırk, sınıf, cinsiyet gözetmeksizin bakıma muhtaç ve terk edilmiş kimseler misafir edilmiş. Keşke bu evlere ihtiyaç olmasa ancak sokaklar kimsesiz ve kalacak yeri olmayan insanlar dolu, özellikle kış aylarında her ne kadar belediye bu kişiler için çadırlar kurup, spor salonlarında ağırlasa da bunlar geçici çözümler olmaktan öteye gitmiyor.Acil Hastalara Yardım Vakfı Başkanı Süleyman Doğan, büyük fedakârlıkları ve uğraşları sonucunda Cumhuriyet tarihinin ikinci darülacezesini Şefkat Konağı olarak yeniden inşa edilmesine vesile olmuş. Doğan’la kimsizlere ev olacak Şefkat Konağı’yla ilgili keyifli bir röportaj gerçekleştirdik.

 

Acil Hastalara Yardım Vakfı ne zaman kuruldu? Vakıf kurma fikri nereden çıktı?

21 yıl öncesi Konya Müftülüğü’nde görev yaparken aynı zamanda Sağlık Bakanlığıyla Diyanet İşleri Başkanlığı’nın yapmış olduğu bir protokol gereği Konya Numune Hastanesi’nde bekleyen hastalara dini telkin ve moral vermekle görevlendirilmiştik.

Biz 14 kişilik din görevlisi grubu hastanelerde dini telkin ve moral vermeye başladık.

Ancak o günlerde sağlıkta bugünkü gibi özel hastaneler ve imkânlar yoktu. Devlet her sağlık ihtiyacınızı karşılayamıyordu. Şartlar çok zor olduğu için ücretini ödeyemeyen hastalar rehin alınıyordu. Hastalar senet veriyorlardı ancak kabul edilmiyordu. Bu seferde hastalar hastaneden kaçmayı deniyorlardı. Yani düşünün hastaneden rehinsiniz ücreti ödeyememişsiniz. Size Kuran-ı Kerim okuyarak veya dua ederek nasıl moral verebilirim.

Öncelikle hastaya moral verecekseniz, onu rehin olmaktan kurtaracaksınız. O gün arkadaşlarımla birlikte kendi maaşlarımızdan arttırdıklarımızla kötü olan hastaların ilaçlarını almaya başladık. Rehin alınan hastaların kurtarmaya çalıştık. Derken bu sorumluluk bizim boyumuz aştı. Ne yapalım diye düşünürken vakıf kurmaya karar verdik. 1996 yılında vakfı kurduk. O zamanın Konya Valisi Atilla Vural’ı ziyaret ettik.  Vali Vural, ‘bütün hastalara gücünüz yetmez, başına acil koyun, Acil Hastalara Yardım Vakfı olsun’ dedi. Kendisi de onursal başkanımız olmayı kabul etti. Bu yıl vakfımız 21. yılına girdi.

Vakfın faaliyetleri neler? Kimlere yardımcı oluyorsunuz?

Görme özürlü bir babanın evladıydım. Babam çocuk iken geçirdiği bir kazadan dolayı göremiyordu. Babamın görmeyen gözü olurdum. Bu nedenle ilk mücadelemiz görmeyen gözler olsun dedik. Görmeyen insanların sorunlarının çözmeye başladık. O günün şartlarında imkânsızlık ve bilgisizlikten dolayı 25-30 sene gereksiz yere karanlık dünyada yaşamış görme engelliler gördük. Meğerse çok küçük operasyonlarla gözleri açılacak insanlar yıllarca karanlıkta yaşamış. Tabii bu arada görme özürlülere yardım edelim derken, bedensel engelli kardeşlerimizle tanıştık. Onların kol ve bacak protezlerini, sakat arabası ihtiyaçlarını karşılamaya çalıştık. Derken Konya sınırlarını aştık, sakatlar derneğinin aracılığıyla illeri gezerek herkese yardımcı olmaya çalıştık. Yatalak çaresiz insanları gördük. Genç olduğumuz için ruhumuz infiale uğradı. Bu insanlar için ne yapabiliriz diye düşünmeye başladık.

Darülaceze kurmaya nasıl karar verdiniz?

 

 

 

Bir gün Aksaray’ın Hasan dağından bir dağ köyüne sakat arabası vermeye gittik. Engellinin kendisini de görmek istedik. Gittiğimiz de gördüğümüz manzara içimizi derinden yaraladı.

35 yaşlarında bir genç, kocaman bir baş ve saç sakal bembeyaz olmuş. Belli ki doğduğu yataktan kalmamış bile, battaniyeyle küçük bir minderin üstünde yatıyor. Biraz battaniyeyi çekince gördüm ki bacaklar yok. Ne oldu? ‘yata yata koptu’ demez mi. Öyle deyince nefes almak için kendimizi dışarıya attık. Kendimizi toparlayıp biraz içeri girince onu rahatlatmak için  Konya’da kocaman bir vakfın başkanıyım. Bu dağ başına geldik. Ne ister iste sana istediğini temin edelim. Biz normal tekerlekli sandalye getirmiştik, akülü araba ister diye düşündük. Ne istersin diye sordum: ‘ölümümü istiyorum’ dedi. Artık dayanacak güçleri kalmamış. Bir dağ başında ilkel şartlarda yaşamaktan. O gün bir darülaceze kurmaya karar verdik.

Darülaceze inşaatı ne zaman başladı? Nasıl bir yapıya sahip bilgi verir misiniz?

Darülaceze inşaatına 6 yıl önce başladık. Meram Çayırbağ’da yapıldı, inşaat şu an tamamlandı açılışa hazırlanıyoruz. Her şey hayırsever vatandaşlarımızın duaları ve yardımları sayesinde gerçekleşti. Şefkat Konağımız; yıldız şeklinde hava sirkülasyonu düşünülerek yapıldı. 400 yataklı, tam 250 kapımız var. 9 şiddetinde depreme dayanıklı olarak çelik konstrüksiyon şekilinde inşa edildi. Binanın ömrü 500 yıl olarak belirlendi. İçerde 64 odamızı 2 kişilik yaptık.  İstanbul’daki darülacezeyi ziyaret ettiğimde orada eşleri ayrı bloklara koymuşlar. Biz 80 yaşındaki eşleri ayrı bloklarda misafir etmektense aynı odada misafir etmeyi daha doğru bulduk. Çünkü bu saatten sonra bu insanları ayırmak zulümdür. 11 tane tek kişilik odalar yaptık. Burada zihinsel özürlüler ve bulaşıcı hastalığı olanlar ağırlanacak. Aynı zamanda tecrit odası da diyoruz, bunların giriş ve çıkışları ayrı olacak şekilde yapıldı. İstanbul’daki darülacezede tecrit odası yok, bulaşıcı hastalığı olanlar alınmıyor.

Bakıma muhtaç olan insanlara nasıl imkânlar sunacaksınız? Burası sadece bir bakım evi olmaktan öteye giderek, insanların sosyal anlamda da ihtiyaçlarını karşılanacağı bir yer olacak mı?

Projenin içersinde 9 koridor ve her bir koridorda yaklaşık 50 kişi kalabiliyor. 24 oda var. 9 tane koridorun 3 tanesi sosyal amaçlı kullanılacak. Hastaların yemekhane, berber, terzi, kuaför her türlü bakımları sağlanacak. El sanatları gibi sosyal hobilerini gerçekleştirebilecekleri odalar olacak. Bahçede 25 bin metre yerimiz var. Herkese temsili yerler vereceğiz. İsteyen istediğini ekip biçecek. Onların hem ruhsal hem de bedensel olarak rahat yaşamaları için elimizden geleni yapacağız. Asla bir hapishane gibi düşünülmesin. Çeşitli sosyal aktiviteler de düzenleyeceğiz.

Şefkat Konağı içinde bir cami ve kabristan da bulunuyor. Bunlardan söz eder misiniz?

Burada kalacak insanların çoğu Müslüman yaşlı, sakat, engelli olabilirler. Hepsinin bir camiye ihtiyacı var. Dünya standartlarına göre darülacezede kalan insanların ömürleri en doğrusu Cenab-ı Hak bilir ama ortalama 2 yılmış, bu insanların çoğu geldikten kısa bir süre sonra vefat etmiş olacak. Bu insanların çoğu da kimsesiz insanlardan olmuş olacak. Dolayısıyla biz de onlara olan son görevlerimizi yerine getirmek için bahçe içine bir hayırsever annenin bağışıyla şu anda alt katı tamamlanan ve ibadete açılan bin 400 kişilik Hafize Ana Camisini inşaa ettik. Ancak üst katları henüz tamamlanmadı. Üstü de bittikten sonra alt katı gasilhane olacak. Birde sonsuzluğa uğurlayacağımız adını cennet mekân koyduğumuz bir kabristan yeri düzenledik.

Konya Şefkat Konağı’nda kimler kalacak? Şart aranıyor mu?

Şartı aramıyoruz. 7’den 70’e herkes kalabilecek. Edirne’den Kars’a kadar herkese sakat arabası dağıtırken söz verdik. Kapımız herkese açık. İstanbul’da yapılan darülacaze sadece İstanbul doğumluları ya da orada 5 yıl yaşayanları misafir ediyor. Bizim hiçbir şartımız yok. Kapımız Türkiye’deki tüm bakıma muhtaçlara gücümüz yettiğince açık diyebilirim.

Darülaceze ne zaman açılacak?

Bu yıl sonuna kadar açmayı planlıyoruz. Yılbaşından önce blokun birini açacağız.Hazır hale getirdik, içinin eksiklerini tamamlayarak en azından 48 odayı açmış olacağız. Bu da iki şer kişiden 96 kişiyi ağırlayacağız, demek oluyor. Aynı zamanda bizim için bir prova olacak. Çünkü 400 kişiyi anında alırsak biraz sıkıntı olabilir. Önümüzdeki bahar tam kapasite misafirlerimizi ağırlayacağız.

Şefkat Konağı’nda kimler hizmet verecek? Burada kalan insanlara bakmak sabır gerektirecektir, bununla ilgili bir çalışmanız var mı?

 Hasta bakıcı ve sağlık personeli olmak üzere 100 kişi hizmet verecek.3 vardiya usulü 8 saat arayla çalışacaklar. Bizdekiler 24 saat hasta çünkü artık tıbben yapılacak bir şeyi kalmayan insanları ağırlayacağız. Genellikle personeli yakın çevresinde bu gibi sıkıntıları yaşayan insanlardan seçeceğiz. Ancak onları da uzun süreli çalıştırmayı düşündürmüyoruz. Çünkü bir süre sonra duyarsızlaşacağını göz ardı etmemek lazım. Güler yüzlü, sabırlı ve şefkatli insanlarla çalışmayı düşünüyoruz.

Proje ne kadara mal oldu?

Başta maliyet bize çok abartılı gelmişti. Bu konuda cidden hayırseverlere ulaşmak için çok çaba sarf ettik. 2 trilyon civarında bir harcama gerçekleşti. Bize ‘10 milyon dolara mal olur’ denildi. Ancak 1 milyon dolara bitmiş olacak. Maddi imkânlar çok kısıtlı olduğu için bütün bu yaptıklarımız hayırseverlerin katkısıyla meydana geldi.(Melek Sarıtaş)

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.