Aksaraylı Hatice Vurgun atmaya kıyamadığı eşyalarla adeta bir müze oluşturdu

Aksaray'da yaşayan Hatice Vurgun, yıllar önce kullanılan hasır dokumalar, tarım aletleri, halı ve kilimler ile onlarca ev eşyasını kayadan oyma odada topladı

Aksaraylı Hatice Vurgun atmaya kıyamadığı eşyalarla adeta bir müze oluşturdu
Yayınlanma:

Aksaray'da yaşayan Hatice Vurgun, yıllar önce kullanılan hasır dokumalar, tarım aletleri, halı ve kilimler ile onlarca ev eşyasını kayadan oyma odada topladı. Gülağaç ilçesi Kızılkaya köyünde yaşayan 63 yaşındaki Vurgun, köyün eski yerleşim alanında bulunan evlerinde artık kullanılmayan eşyaları biriktirerek adeta bir müze oluşturdu. Eşyaların bulunduğu kayadan oyma odayı ziyarete açan Vurgun, köyde bulunan Aşıklı Höyük'ün ve köyün eski yerleşim yerinin de tarihi bir alan olduğunu aktararak, "Burada dedemin babasının taş evimizin bitişiğine bütün bir kayayı kazıp oyarak oluşturduğu, eskiden mutfak olarak kullanılan bir odamız var. Bu odada da eski eşyaları topladım." dedi.

ONUN İÇİN BİRİKTİRDİĞİ EŞYALAR ÇOK ÖZEL

Vurgun, özellikle aile büyüklerinden kalan 150 yıllık dokumalar, 80 ile 100 yılı geride bırakmış kazanlar, yemek pişirilen çömlekler, mutfak araç ve gereçleri ile ev eşyalarını biriktirmeye başladığına değinerek, "Yeni neslin yabancı olduğu eşyaları atmaya kıyamadım. Bu nedenle bana 'çöpçü, hurdacı' dediler. Ben bunlara kıymet biçemem. Şimdikilerin gözünde bir şeye yaramaz ama hepsi benim gözümde sarraftaki altından üstün" ifadesini kullandı. Her bir eşyanın anısı olduğunu aktaran Vurgun, odada kendi anne ve babasına ait, çocukluk dönemi ve köy yaşamında kendisinin de kullandığı eşyalar bulunduğunu, her birinin anılarını yaşattığını kaydetti.

"ESKİ İNSANLAR TARAKTA KALAN SAÇ TELİNİ DAHİ İSRAF ETMİYORDU"

Vurgun, eskiden 5-6 ailenin yaşadığı sokakta şimdi sadece kendisinin de oturduğu evlerinin kaldığına değinerek, şunları anlattı:

"Ben de şehir merkezindeki evimde yaşıyorum ancak köyümdeki evimde de zaman zaman kalıyorum. Çok güzel günler yaşadık. Yakın akrabalarımız, komşularımız bir bir köyden ayrıldı. Yalnız kaldık. Hala odaya yeni eşyalar eklemeye devam ediyorum. Eskiler hiçbir şeyi 'bir gün lazım olur' diye israf etmiyordu. Ben de eski dokuma çuvalları dahi atmadım. Eski insanlar tarakta kalan saçlarını dahi israf etmiyorlarmış. Annem tarakta kalan saçından çuvalların ağzını bağlamak için ip örmüş, düşünün bu ipte bile benim için çok önemli bir hatıra var."

Yorulmadan bunları biriktirdiğini söyleyen Vurgun, "Dedeme ait 150 yıllık yorgan var. Kendi genç kızlığımda dokuduğum halılar var. Annemin bulgur koyduğu kazan, gece yanan lüks lambalar, elde örülen sepetler, süpürgeler, hepsinin ayrı ayrı anısı, hatırası, ayrı mutluluğu var. Manevi değeri olan eşyalar bunlar. Çevreden burayı göremeye gelenler oluyor, gelip eski eşyaları meraklı bakışlarla inceliyorlar. Bu benim de hoşuma gidiyor." sözlerine yer verdi.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.